Erzincan‘da, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde “ana komuta kademesi”nde bulundukları iddiasıyla 14’ü tutuklu 22 sanığın yargılanmasına savunmaların alınmasıyla devam ediliyor.
Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu sanıklar Ersoy Aktaş, Hasan Yıldırım, Talat Öğütçü, Gökhan Salbaş, Mesut Gülmez, Yusuf Er, Muharrem Cansın, Cem Yeşilyurt, Mehmet Fatih Kandemir, Cihan Bayır ile tutuksuz yargılanan Ali Ölmez, Adem Tosun, Murat Akçay, Hamit Öz, Murat Akbaş, Hakan Korkmaz, Aydın Çuvalcı hazır bulundu.
Diğer sanıklardan eski Tuğgeneral Ekrem Çağlar, tutuklu bulunduğu Çorum L Tipi, Veli Karagöz, Elazığ T Tipi, eski Albay Murat Orhan Tonğ, Tokat T Tipi ve Şakir Akbulut, Sincan 1 No’lu F Tipi Ceza İnfaz Kurumundan Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Tutuksuz sanık Gürsel Bayram ise duruşmaya gelmedi.
Tanıklar, sanık yakınları ve avukatları ile izleyicilerin de bulunduğu duruşmada, sanıkların kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından savunmaların alınmasına geçildi.
Tutuklu sanıklardan, örgütün sözde “sıkıyönetim komutanı”, eski 3. Ordu Harekat Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Ekrem Çağlar, savunmasında, Mahkeme Başkanı’nın anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle suçlandığını hatırlatması üzerine, “30 yıl süreyle şerefle üniformamı taşıdım. Bu suçla isnat edilmem ve mesleğimden koparılmam beni derinden üzdü. 15 Temmuz gecesi 3. Ordu Kurmay Başkanlığında FETÖ tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişimi sırasında sorumlu bulunduğum yerde en küçük bir olay olmadı.” diye konuştu.
O gece yaşananları tasvip etmenin mümkün olmadığını belirten Çağlar, “Allah şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa versin. Darbecilerle hareket etmedim. Demokrasi ve hukuka saygılı birisiyim. Bugüne kadar ne milletimin ne de Erzincan‘ın karşısında olmadım. 59. Topçu Tugayı, Jandarma ve 3. Ordu Komutanlığı ve ona bağlı 16 ilde hain darbe girişimi kurşun atılmadan bitirildi.” ifadelerini kullandı.
Çağlar, aleyhinde tanıklık yapanların kendilerini suçlu göstererek omuzlarına basmak için iftira attıklarını öne sürdü.
Ortada suç oluşturan herhangi bir fiil olmadığını, kendisiyle yargılanan diğer sanıkların da askeri usul ve teamüllere uygun talimatları yerine getirdiğini iddia eden Çağlar, iddianamenin bazı bölümlerinin eline ulaşmaması sebebiyle dosyayı inceleyip daha sağlıklı savunma için ek süre istedi.
Çağlar, savunmasını SEGBİS üzerinden değil, mahkeme heyeti huzurunda yapmak istediğini sözlerine ekledi.
“En önemli sanık benim”
Tutuklu yargılanan, örgütün sözde “3. Ordu Komutanlığına bağlı komutanlardan sorumlu mahrem imamı” olduğu öne sürülen eski Yrd. Doç. Dr. Veli Karagöz de hakkındaki suçlamaları reddederek, kendisiyle ilgili delillerin usule aykırı olduğunu öne sürdü.
Karagöz, 20 sayfalık yazılı savunmasını daha önce mahkemeye sunduğunu, evinin bulunduğu 16 dairelik apartmanın bodrumunda ele geçirilen FETÖ/PDY ile ilişkili 192 yasaklı kitabın kendisine ait olmadığını, “En önemli sanık benim ama iki numaralı yönetici ve darbeci olarak adım geçiyor. Burada bir çelişki söz konusu.” ifadelerini kullandı.
Hukukçu olması nedeniyle birçok kişiyle ilişkisi bulunduğunu, 29 Ekim 2016’da Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesinde görevliyken kanun hükmünde kararnameyle (KHK) ilişiğinin kesildiğini anlatan Karagöz, terör örgütü üyesi olduğunu gösteren tek somut delil bulunmadığını ileri sürdü.
Karagöz, diğer sanıkları tanımadığını, telefonla irtibat kurduğu kişilerin delil olarak değerlendirilemeyeceğini, görüşmelerin içeriğinin ortaya konulması gerektiğini savunarak, şunları anlattı:
“Ekrem Çağlar’ı ve diğer sanıkları ilk kez burada gördüm. Ben darbe girişimini 23.20’de öğrendim. Mahrem imam olsaydım şu an Türkiye‘de olmazdım. Yurt dışında olurdum. Hakkımdaki iddialar soyut iddialardır. İddia makamı yanıltmıştır. Tüm kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Hiçbir terör örgütü, cemaat, grup ile bağlantım olmamıştır.
Tanık beyanlarının tamamını reddediyorum. Bank Asya‘da param işim gereği vardı. Şahsıma ait dijital verilerin incelenmesi neticesinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır. Tahliyemi istiyorum.”
“Cuntacılıkla suçlanan komutanlarla neden görüştün?”
Karagöz, Mahkeme Başkanı’nın, “Darbe gecesi örgütün sözde Erzincan Sıkıyönetim Komutanı, eski tuğgeneral Ekrem Çağlar, sözde Trabzon Sıkıyönetim Komutanı Bahadır Dalgıç ve eski 59. Topçu Tugay Komutanı Yüksel Gültaş ile telefonla görüşmelerinizi nasıl izah ediyorsunuz?” sorusuna, “Ben aramadım, bu şahıslarla görüşmedim.” yanıtını verdi.
Mahkeme Başkanı’nın, görüşmelerinin HTS kayıtlarına geçtiğini hatırlatması üzerine Karagöz, “O kişilerle görüşmedim. Teknoloji özürlüyüm.” şeklinde savunma yaptı.
Karagöz, Mahkeme Başkanı’nın, “Kayıtlara göre gece yarısı gerçekleştirilen telefon görüşmelerin bir başkası tarafından mı yapıldı?” diye sorması üzerine de “Ben aramadım, bir başkası mı aradı, bilemiyorum.” dedi.
“Orgeneral Savaş, darbe emrinin kanunsuz olduğunu söyledi”
Tutuklu sanıklardan, eski Erzincan İl Jandarma Komutanı Albay Murat Orhan Tonğ da hakkındaki suçlamaları reddederek, “Hain darbe gecesi herhangi bir suça iştirakım yoktur.” şeklinde savunma yaptı.
Darbe gecesi eşi ve çocuklarıyla sivil kıyafetli olarak yemekte bulunduğunu savunan Tonğ, şöyle konuştu:
“Tugğeneral Ekrem Çağlar, olay gecesi saat 21.00’de beni arayıp önemli bir konu olduğunu söyleyerek acilen 3. Ordu‘ya gitmem gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Jandarma Komutan Yardımcısı Şakir Akbulut’u arayarak bölgemizde anormal bir şey olup olmadığını sordum. Tunceli Ovacık ilçesinde 30-35 kişilik terörist grubun görüldüğünü ve saklanarak ilerlediklerini bana iletti.
Ben de konunun terör olayı olduğunu düşünerek sivil bir araçla ivedi şekilde 3. Ordu Komutanlığına geçtim. Bu sırada Ekrem Çağlar makamında değildi. 10 dakika bekledikten sonra 3. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Serdar Savaş‘ın makamına geçtim, kapı açılınca Savaş beni gördü, Çağlar da yanındaydı.
Savaş, gizli bir emir geldiğini ve bu emrin kanunsuz olduğunu söyledi. Cep telefonumu usul ve kaideler gereği makama girmeden önce dinleme yapıldığı için dışarıda bıraktım. O esnada beni arayan ErzincanValisi Ali Arslantaş bana ulaşamadı.”
“Bizi dünyaya rezil ettiler”
Gelişmeleri televizyondan takip ettiğini savunan Tonğ, Orgeneral Savaş’ın darbecilere tepki göstererek, “Bizi dünyaya rezil ettiler.” dediğini söyledi.
Savaş’tan izin alarak makamından ayrıldıktan sonra telefonundaki cevapsız çağrıları görünce Vali Arslantaş’ı arayıp bilgi verdiğini, sabaha kadar vali, emniyet müdürü ve başsavcı ile görevinin başında olduğunu öne süren Tonğ, darbe girişiminin atlatılması üzerine sabaha karşı şükür namazı kıldıklarını belirtti.
Görev yönünden 3. Ordu Komutanlığına bağlı olduklarını dile getiren Tong, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Hain darbe girişimine karşı olduğunu dile getiren Tonğ, sözde “sıkıyönetim direktifi”nde adının bulunmadığını söyleyerek tahliyesini istedi.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarıyla sürüyor.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.